Ana içeriğe atla

Türkiye Kültür Yolu Festivali, Samsun | 25 - 29 Haziran 2025 | Ücretsiz Etkinlik 》Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları: Kenevir Dokuma Atölyesi

Türkiye Kültür Yolu Festivali Samsun 25 - 29 Haziran 2025 09:00 - 15:00 ÜCRETSİZ ETKİNLİK Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları: Kenevir Dokuma Atölyesi Kontenjan : 40 kişi Rezervasyon Numarası : 0362 234 34 54 İletişim ve Adres Bilgileri: Samsun Kent Müzesi Zafer, Atatürk Bl. No:22, 55060 İlkadım/Samsun Yeri (Haritada): https://maps.app.goo.gl/SXmLbTA3pDBLL2j76 Kaynak: https://kulturyolufestivali.com/etkinlik/unutulmaya-yuz-tutmus-el-sanatlari-kenevir-dokuma-atolyesi   ____ Türkiye Kültür Yolu Festivali Hakkında: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en kapsamlı ve en büyük festivali olma özelliğine sahip olan Türkiye Kültür Yolu Festivali, 2021 yılında başladığı günden bu yana, her yıl daha fazla şehirde milyonlarca insanın kültür ve sanatla buluşmasına olanak sağlıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerin marka değerlerini artırarak, her birini kültürel ve sanatsal anlamda cazibe merkezlerine dönüştürmeyi amaçlayan ...

Neden İnşaatta Kullanmak için Kenevir ve Saman Yetiştirmiyoruz?

Neden İnşaatta Kullanmak için Kenevir ve Saman Yetiştirmiyoruz?

"Biyolojik bazlı malzemeler saman, kenevir, ahşap, miselyum (mantar), kil ve yün gibi ürünlerden elde edilir. Yenilenebilir, toksik olmayan, yüksek performanslıdırlar ve hem insanlar hem de gezegen için daha sağlıklı evler inşa etmemize yardımcı olurlar," William Mason. (Foto: Getty Images)

İklim üzerindeki olumlu etkileri göz önüne alındığında, biyolojik bazlı yapı malzemelerine erişim çok daha kolay olmalı.

Analiz:

Ev inşa eden ya da evini yenileyen herkes bunun pahalı ve genellikle karmaşık bir süreç olduğunu bilir. Üstelik kullandığımız yapı malzemeleri, çağımızın en büyük sorunlarından biri olan iklim değişikliğine katkıda bulunuyor.

Evlerimizi daha enerji verimli hâle getirmek için ısı yalıtımı ve hava sızdırmazlığına odaklanırken, kullanılan malzemelerin çıkarılmasının yarattığı zararı çoğu zaman göz ardı ediyoruz. Yapı malzemeleri ve inşaat, artık küresel enerjiye bağlı karbon emisyonlarının %11’ini oluşturuyor; bu da inşaat yöntemlerimizi iklim değişikliğinin önemli bir itici gücü haline getiriyor.

Polyester ve polistiren yalıtım, sentetik halılar, vinil zemin kaplamaları, yapıştırıcılar ve yapı örtüleri gibi pek çok geleneksel ürün petrolden türetiliyor. Beton, çelik, alüminyum, alçıpan ve cam yünü yalıtımı – inşaatçılar için standart tercihler – de üretimi son derece enerji yoğun malzemelerdir.

Peki ya iklim değişikliğini hafifletebilecek ve dünyanın doğal kaynaklarını koruyabilecek daha iyi alternatifler olsaydı?

İşte burada biyolojik bazlı malzemeler devreye giriyor. Karbon yoğun geleneksel ürünlere karşı düşük etkili, yenileyici alternatifler sunuyorlar. Saman, kenevir, ahşap, miselyum (mantar), kil ve yün gibi ürünlerden elde edilen bu malzemeler yenilenebilir, toksik olmayan, yüksek performanslıdır ve daha sağlıklı evler yaratmamıza yardımcı olurlar.

Örneğin, aşağıda görseli yer alan kenevir beton (hempcrete) gibi bir biyolojik bazlı ürün; kenevir bitkisinin odunsu iç kısmı ile kirecin birleştirilmesiyle oluşan bir kompozit bloktur. Yıl boyunca sıcaklık ve nemi düzenleyerek etkili bir yalıtım sağlar, rutubet ve küf oluşumunu önler.

Hempcrete | Kenevir Betonu | Kenevir Tuğla

Doğal malzemeler olan toprak ve kil, gün boyunca ısıyı depolayıp gece yavaşça salarak sabit bir iç ortam sıcaklığı oluşturabilir; bunu da ısıtma sistemlerine aşırı bağımlı kalmadan sağlar. Bu malzemeler çevreyle uyum içinde çalışır; çevreye karşı değil – üstelik performanstan ödün vermeden.

Biyolojik bazlı seçeneklerin önündeki engeller

Ne yazık ki, yeni evinizde ya da ev yenileme projenizde biyolojik bazlı ürünler kullanmak isterseniz, yerel yapı marketinizde pek fazla seçenek bulamayabilirsiniz. Bu malzemeleri yaygınlaştırmak kolay değil. Birçok insan hâlâ bu malzemelere aşina değil ve geleneksel inşaat yöntemleri tedarik zincirlerine o kadar köklü biçimde yerleşmiş ki, bu zihniyetleri değiştirmek zor.

Birçok tasarımcı ve inşaatçı da ürünlerin performansı ve dayanıklılığını kanıtlayan resmi sertifikalar olmadıkça alışılmadık malzemeleri kullanmaya gönüllü değil. Bu nedenle, kolayca temin edilen ve inşaatçılara tanıdık gelen malzemeler genellikle tercih ediliyor ve bizi bildik yapı yöntemlerine hapsediyor.

Maliyet de bir diğer engel. Nerede ve nasıl üretildiklerine bağlı olarak bazı biyolojik bazlı malzemeler daha pahalı olabiliyor. Örneğin, kenevir betonunun üretimi için çiftçilerin kenevir yetiştirip hasat etmesi, ardından bir üreticinin bu kompoziti üretip dağıtması gerekir. Bu sistemler kurulmamışsa, kenevir betonunun maliyeti ve erişilebilirliği ciddi şekilde etkilenir. Bu malzemelere yönelik talebin artması, onları daha ulaşılabilir ve uygun fiyatlı hâle getirmenin anahtarıdır.

Bir diğer mesele de yapı bakımı konusundaki bakış açımız. Günümüzde, bakım gerektirmeyen, sonsuza dek dayanacak şekilde tasarlanmış evlere yönelik güçlü bir vurgu var – fakat bu "dayanıklı" malzemelerin çoğu petrokimyasal kaynaklı olduğu için bu yaklaşım çevresel olarak pahalıya mal oluyor.

Uzun ömürlü malzemeler istemekte yanlış bir şey yok, ancak bu yaklaşım evlerimize karşı bir ilgisizlik kültürünü besledi. Biyolojik bazlı malzemeler de yeterince dayanıklı olsa da, düzenli bakım gerektirirler. Bu da hem tasarımcıların hem de ev sahiplerinin bakım kavramını yeniden düşünmesini, daha sürdürülebilir bir onarım ve sahiplenme kültürüne geçiş yapmasını gerektirir.

Örneğin, saman duvarlar kireç ya da kil sıva gibi nefes alabilen bir kaplamaya veya doğal boyaya ihtiyaç duyar – bu da plastik bazlı boyalara göre daha sık bakım gerektirebilir. Benzer şekilde, tavanlardaki yün yalıtım iyi çalışır ama zamanla sıkışıp boşluklar bırakabilir, bu boşlukların doldurulması gerekebilir.

Bir inşaat kültürü değişimi gerekiyor

Biyolojik bazlı malzemelerin kullanımını artırmak, inşaatı nasıl düşündüğümüz konusunda bir değişim gerektiriyor.

Mevcut inşaat uygulamaları ne bize ne de gezegenimize fayda sağlıyor. Yapı yönetmelikleri, biyolojik bazlı malzemeleri geçerli alternatifler olarak tanımalı ve bu ürünleri tüketiciye ulaştıracak tedarik zincirleri geliştirilmelidir. Tarımsal ekonomimiz göz önüne alındığında, Aotearoa’da (Yeni Zelanda) kenevir ve saman gibi ürünlerin yetiştirilmesiyle bu yapılabilir.

Ayrıca, biyolojik bazlı malzemelerin kullanımının standartlaştırılması da önemlidir; ancak bu malzemelerin her zaman bire bir geleneksel ürünlerin yerine geçmediği de kabul edilmelidir. Bu ürünlerin kullanımı çoğu zaman yeni beceri ve teknikler gerektirir. Ayrıca, ürün performansını geliştirmek ve yeni kullanım alanları keşfetmek için sürekli bir geliştirme süreci de gereklidir.

Biyolojik bazlı ürünler mevcut yapı malzemelerinin yerini tamamen almasa da, daha sağlıklı ve enerji verimli evler inşa etme yaklaşımımızı genişletirler. Bu malzemeleri benimsemek, evlerimizi nasıl tasarlayıp inşa ettiğimiz ve bakımını yaptığımız konusunda kültürel bir değişim gerektirir – ama eğer gezegene ve kaynaklarına olan etkilerimizi azaltmak istiyorsak bu değişim zorunludur.

William Mason

29 Mayıs 2025

William Mason, Mimarlık Yüksek Lisans Mezunu, Te Herenga Waka – Victoria Üniversitesi (Wellington) 

Kaynak

Çeviri: ChatGPT


KÖŞE YAZISININ ORİJİNALİ (İNGİLİZCE):


Why don’t we grow hemp and straw to use in construction?

Given their climate-mitigating properties, bio-based building products should be much easier to find

'Bio-based materials are made from products such as straw, hemp, timber, mycelium (fungi), clay, and wool. They are renewable, non-toxic, high-performing, and help us create homes that are better for people and the planet,' writes William Mason.

Analysis: Anyone who has been through the process of building or renovating their home knows it is expensive and often complicated. On top of this, the building materials we use are contributing to one of the biggest problems of our time: climate change.

While we focus on making our homes more energy efficient through better insulation and airtightness, we often overlook the damage caused by extracting the materials used. Building materials and construction now account for 11 percent of global energy-related carbon emissions, making the way we build a significant driver of climate change.

Many conventional products – such as polyester and polystyrene insulation, synthetic carpets, vinyl flooring, adhesives, and building wraps – are derived from petroleum. Concrete, steel, aluminium, plasterboard, and glass wool insulation – the standard choices for builders – are also highly energy intensive to manufacture.

But what if there were better alternatives, providing ways of building that can mitigate climate change and protect the Earth’s natural resources?

This is where bio-based materials come into play, offering low-impact, regenerative alternatives to conventional, carbon-intensive materials. Bio-based materials are made from products such as straw, hemp, timber, mycelium (fungi), clay, and wool. They are renewable, non-toxic, high-performing, and help us create homes that are better for people and the planet.

Take a bio-based product such as hempcrete (shown below), which combines the woody core of the hemp plant with lime to form a composite block. It’s an effective insulation material, helping to regulate temperature and humidity year round, and prevent dampness and mould.

Natural materials such as earth and clay also have the ability to store heat throughout the day and slowly release it at night, creating an even indoor temperature without relying heavily on heating systems. These materials work with the environment, not against it, without compromising performance.

Barriers to bio-based options

Unfortunately, if you want to use bio-based products in your new home or your home renovation it’s unlikely you’ll find many options at your local building supply store. Bringing bio-based materials into the mainstream isn’t easy. Many people are still unfamiliar with them, and it’s hard to shift mindsets when conventional ways of building are so deeply ingrained in supply chains.

Many designers and builders are also reluctant to use unconventional materials without formal certification proving the products’ performance and durability. As a result, materials that are easily sourced and familiar to builders are usually specified, locking us into well-known construction methods.

Cost is another barrier. Depending on where and how they’re produced, some bio-based materials can be more expensive. For example, hempcrete relies on farmers to grow, harvest, and process the hemp crop, and then for a manufacturer to cast the composite and distribute it. Without these systems in place, the cost and accessibility of hempcrete is significantly affected. Growing demand is key to making these materials more accessible and affordable.

Another issue is how we view building maintenance. In today’s world, there’s a strong emphasis on low-maintenance homes built with materials designed to last indefinitely – often at a steep environmental price as many of these ‘durable’ materials are derived from petrochemicals.

There’s nothing inherently wrong with seeking long-lasting materials, but it has fostered a culture of neglect for our homes. Bio-based materials, though sufficiently durable, need regular maintenance, which means designers and homeowners alike must rethink the way they view upkeep, shifting towards a more sustainable culture of repair and stewardship.

For example, straw walls need a breathable coating such as lime or clay render, or natural paint, which might need touching up more often than standard plastic-based paint. Likewise, wool insulation in the ceiling works well, but over time it can squash down and leave gaps, which need filling.

A building-culture shift is needed

Increasing the use of bio-based materials will require a shift in how we think about construction.

Building practices are not doing us or our planet any favours. Our building code must recognise bio-based materials as sufficient alternatives and we need to develop supply chains that can deliver these products to consumers. Given our agricultural economy, this could be done by growing crops such as hemp and straw for manufacture in Aotearoa.

It is also important to standardise how we use bio-based materials, while recognising they are not always a direct, like-for-like replacement for conventional options. Using these products often requires new skills and techniques. There will also be a need for ongoing development to improve product performance and explore new uses.

Though bio-based products may not replace the current materials we use, they will broaden our approach to building healthier and more energy efficient houses. Embracing bio-based materials demands a cultural shift in how we design, build, and maintain our homes – but it is a necessary step if we want to reduce our impact on the planet and its resources.

by William Mason

29/05/2025

William Mason, Master of Architecture graduate at Te Herenga Waka – Victoria University of Wellington

 

En çok okunan yayınlar

Kenevir Liflerinin Eldesi, Karakteristik Özellikleri ve Tekstil Endüstrisindeki Uygulamaları [Makale]

KENEVİR LİFLERİNİN ELDESİ, KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ VE TEKSTİL ENDÜSTRİSİNDEKİ UYGULAMALARI Seher KAYA, Eren ÖNER Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Yıl 2020, Cilt: 11, Sayı: 1, 108 - 123, 03.06.2020 https://doi.org/10.29048/makufebed.693406 Derleme Makalesi ÖZ Kenevir, yenilenebilir ve sürdürülebilir karakterde ve çok amaçlı bir ürün olması sebebiyle bilimsel, sektörel ve ekonomik yönlerden günden güne önem kazanan bir malzeme olmaktadır. Esasında kenevir bitkisi insanlık tarihi boyunca kullanılmış en eski lif bitkilerinden birisidir. Buna karşın kenevir üretimi, esrar eldesinde kullanılabilmesi ve zamanla sentetik liflerin yaygınlaşması sebebiyle küresel anlamda gerilemiş ve ülkemizde ise bitme noktasına gelmiştir. Tekstil, ilaç, kâğıt, biyoyakıt, kozmetik ve otomotiv gibi birçok farklı sektörde oldukça geniş bir kullanım alanı olan kenevir, petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif olan, üstün özelliklere sahip bir bitkidir. Ayrıca k...

Kenevir Tarımı - Bölüm 7 (Kenevir Tarımı Kitabı)

7. Kenevir Tarımı 7.1. İklim İstekleri Kenevir, geniş bir adaptasyon kabiliyetine sahiptir. Bu nedenle ılık iklim kuşağından subtropik iklim kuşağına kadar yayılmış bir bitkidir. Kenevir ülkemizde yazlık olarak yetiştirilmektedir. Ekim öncesi yağış ihtiyacı fazladır. Hafif donlara karşı dayanıklı olan kenevir, ilkbahar geç donlarına karşı hassas olduğundan, -5 °C’den daha düşük sıcaklıklarda zarar görür. Tohum üretimi için sıfır derecenin altında olmayan asgari beş aylık ve lif için ise dört aylık bir gelişme periyoduna ihtiyacı vardır. Karadeniz Bölgesi sahil kuşağı için nisan ayının 10-30 arasında, İç ve Geçit bölgelerde mart ayı sonunda, nisan başında ekim gerçekleştirilmelidir. Karadeniz kıyı şeridi gibi nemli olan bölgelerde rahatlıkla yetiştirilir fakat kurak bölgelerde sulama yapmak şartıyla yetiştirilebilir. Kenevir bitkisi lif üretimi için 4 aylık, tohum için ise 5 aylık bir yetişme süresine ihtiyaç duymaktadır, özellikle Karadeniz gibi yağışlı ve nemli bölgelerimizde iyi bir ...

Kulu’da Kenevir Ekimi Yapılan Arazide İnceleme

Konya ’nın Kulu ilçesinde geçtiğimiz ay kenevir ekimi yapılan arazide bitkinin gelişimiyle ilgili incelemelerde bulunuldu . Kulu ’da bir ilk olarak 17 Mayıs tarihinde 15 dekar arazide ekimi yapılan kenevir bitkisi toprak üzerinde görünür hale geldi. Bugün itibari ile kenevir ekili alanda çıkış kontrolleri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından yerinde yapıldı. Teknik ekipler ekili alanlarda bitkinin çıkış durumu, gelişim seviyesi ve genel tarımsal şartlar hakkında detaylı gözlem ve değerlendirmelerde bulundu. Kenevir üretiminin yasal mevzuatlar çerçevesinde sürdürülebilirliğinin sağlanması ve tarımsal verimliliğin artırılması amacıyla kontrol ve bilgilendirme çalışmalarının belirli aralıklarda devam edeceği öğrenilirken, bitkinin gelişiminin memnuniyet verici olduğu belirtildi. İHA | 5 Haziran 2025 Kaynak: https://www.iha.com.tr/konya-haberleri/kuluda-kenevir-ekimi-yapilan-arazide-inceleme-248786602  

Türkiye Kültür Yolu Festivali, Samsun | 25 - 29 Haziran 2025 | Ücretsiz Etkinlik 》Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları: Kenevir Dokuma Atölyesi

Türkiye Kültür Yolu Festivali Samsun 25 - 29 Haziran 2025 09:00 - 15:00 ÜCRETSİZ ETKİNLİK Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları: Kenevir Dokuma Atölyesi Kontenjan : 40 kişi Rezervasyon Numarası : 0362 234 34 54 İletişim ve Adres Bilgileri: Samsun Kent Müzesi Zafer, Atatürk Bl. No:22, 55060 İlkadım/Samsun Yeri (Haritada): https://maps.app.goo.gl/SXmLbTA3pDBLL2j76 Kaynak: https://kulturyolufestivali.com/etkinlik/unutulmaya-yuz-tutmus-el-sanatlari-kenevir-dokuma-atolyesi   ____ Türkiye Kültür Yolu Festivali Hakkında: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en kapsamlı ve en büyük festivali olma özelliğine sahip olan Türkiye Kültür Yolu Festivali, 2021 yılında başladığı günden bu yana, her yıl daha fazla şehirde milyonlarca insanın kültür ve sanatla buluşmasına olanak sağlıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki şehirlerin marka değerlerini artırarak, her birini kültürel ve sanatsal anlamda cazibe merkezlerine dönüştürmeyi amaçlayan ...

Samsun Havza'da Fabrika Kurulum Çalışmaları Devam Ediyor

Samsun'da, Havza Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) kenevirden tekstil ürünleri üretilecek fabrikada kurulum çalışmaları sürüyor. Havza OSB'de 28 bin metrekare kapalı alana sahip fabrika, tam kapasite faaliyete geçtiğinde endüstriyel kenevir işleme ve tekstil triko bölümlerinde 600'ün üzerinde istihdam sağlayacak. Firmanın yetkilisi Eyüp Can Kaplakarslan, Havza OSB'de fabrikalarının kurulum çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Şu anda 200'e yakın kişiyi istihdam ettiklerini dile getiren Kaplakarslan, " 100'ün üzerinde kadın için de eğitim parkuru oluşturduk. Bu kişiler fabrika açıldığında triko örme ve konfeksiyon bölümlerinde görev alacak. " dedi. Kaplakarslan, Havza ve çevresinde firmaları adına üreticilerin 7 bin dekara yakın endüstriyel kenevir ekimi gerçekleştiğini belirterek, " Endüstriyel kenevir hasadımız başladı. Çiftçimiz hasattan memnun. İlk verilere göre güzel verim elde edildi. Elde edilen keneviri depoya kaldırıyoruz. Seneye 15 bin i...

Sera Şartlarında Kenevirin Uygun Ekim Sıklığının Belirlenmesi [Makale]

SERA ŞARTLARINDA KENEVİRİN UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ  Güngör YILMAZ, Levent YAZICI, Yusuf GÜZELCE, Cebrail YILDIRIM, Osman AKDAŞ, Erdem KARAKOÇ Kenevir ve Biyoteknoloji Araştırmaları Dergisi | Araştırma Makalesi Yıl 2025, Cilt: 1, Sayı: 1, 24 - 34, 25.04.2025 Özet Kenevir ( Cannabis sativa L.) Cannabinaceae familyasına ait, 2n=20 kromozomlu, tek yıllık ve yabancı döllenen bir bitkidir. Bu bitki dünyanın eski kültür bitkilerinden biri olup, günümüzde birçok farklı alanlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde kenevir tarımının gündeme gelmesiyle birlikte, pek çok alanda bilimsel çalışmalara ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Kenevirin lif üretimi amacıyla sera koşullarında ve saksıda üretimi planlandığında uygun ekim sıklığının ne olabileceğinin belirlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bundan dolayı bu araştırma, Yozgat Bozok Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Ar-Ge serasında 2023 yılında yapılmıştır. Deneme, Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre üç teke...

Farklı Karışım Oranlarında Kenevir Lifi Kullanımının ve İplik Numarasının İplik ve Kumaş Özelliklerine Etkisi [Makale]

FARKLI KARIŞIM ORANLARINDA KENEVİR LİFİ KULLANIMININ VE İPLİK NUMARASININ İPLİK VE KUMAŞ ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Nuriye KERTMEN, Nida YILDIRIM Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi Araştırma Makalesi Yıl 2022, Cilt: 24, Sayı: 72, 763 - 772, 19.09.2022 https://doi.org/10.21205/deufmd.2022247207 Öz Bu çalışmada Ne 20/1 ve Ne 30/1 iplik numaralarında % 100 pamuk, % 95-5 pamuk/kenevir ve % 85-15 pamuk/kenevir oranlarına sahip 6 farklı karde iplik üretilmiş ve ipliklerin kalın-ince yer, neps, düzgünsüzlük, tüylülük, kopma mukavemeti ve uzaması özellikleri incelenmiştir. Daha sonra kontrollü olarak üretilen bu iplikler kullanılarak aynı makinede örme (süprem) kumaş üretimleri gerçekleştirilmiştir. İplik numarasının ve kenevir oranının örme kumaşların patlama mukavemeti, boncuklanma dayanımı ve dökümlülük özelliklerinin yanı sıra ısıl direnç ve su buharı geçirgenliği özelliklerine etkileri incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre tüm iplikler için iplik i...

Endüstriyel Kenevir Tohum Üretiminin Ekonomik Analizi: Vezirköprü Örneği [Makale]

ENDÜSTRİYEL KENEVİR TOHUM ÜRETİMİNİN EKONOMİK ANALİZİ: VEZİRKÖPRÜ ÖRNEĞİ Mehmet UĞURLU Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Yıl 2021, Cilt: 11, Sayı: Özel Sayı, 3507 - 3518, 30.12.2021 Tarım Ekonomisi, Araştırma Makalesi https://doi.org/10.21597/jist.1028787 Lütfen Dikkat : Bu araştırma makalesindeki veriler 2020-2021 üretim dönemine aittir. ÖZET Bu çalışmada, Samsun İli Vezirköprü İlçesindeki tohumluk endüstriyel kenevir üretim ekonomisi ile tohumluk endüstriyel kenevir üretiminde girdi kullanımı , maliyet , kârlılık ve verimlilik analizleri ele alınmıştır.  Araştırma Vezirköprü ilçesinde faaliyette bulunan endüstriyel kenevir üreten işletmelerdeki tohumluk endüstriyel kenevir üretim ekonomisini ve analizini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada kullanılan birincil veriler, Vezirköprü İlçesinde endüstriyel kenevir üretimi yapan üreticilerden anket yöntemi kullanılarak elde edilmiştir. Endüstriyel kenevir üretimi yapan işletmelerden elde edilen veriler ...