KENEVİRE FARKLI BİR BAKIŞ
Mustafa ACAR (1), Atalay DÖNMEZ (1)
(1) Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Samsun
[Ocak, 2019]
Lütfen Dikkat:
Makaledeki tüm bilgiler, 2019 yılı öncesine aittir.
ÖZET
Enerji günümüz insanının olmazsa olmazı, vazgeçilmezidir. Önceleri beslenme, giyinme ve barınma olan ihtiyaçların arasına enerji ihtiyacı da yerleşmiştir. Ulaşımda kullandığımız taşıtlar, haberleşmede kullandığımız cihazlar, ısınmada kullandığımız makinelerin hiçbirisi enerji olmadan çalışamamaktadır. Bu sebeple enerji her geçen gün önemini artırmaktadır.
Ülkemiz, genel enerji kullanımında 2013 yılı verilerine göre birincil enerji kaynakları bakımından % 73,5 oranında dışa bağımlı durumdadır. 2014 yılı verilerine göre petrolün % 93, doğal gazın ise % 98,7’sini ithal etmekteyiz. Enerji bakımından dışa bağlı olmamız sebebi ile enerji piyasalarında meydana gelen fiyat hareketlerinden ekonomik olarak en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almaktayız. Bu sebeple alternatif enerji kaynaklarına yönelmek kaçınılmaz bir gerçektir. Bu alternatif enerji kaynaklarından birisi de biyokütle ve biyokütle enerjisidir. 2014 yılı enerji ihtiyacımızın sadece %4’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmıştır.
Anavatanı Orta Asya olan kenevir, genellikle mutedil iklimlerde yetiştirilir. Ülkemizde genellikle Kastamonu, Samsun, Amasya, Kayseri, Sivas, İzmir ve Kütahya illerinde tarımı yapılmıştır. Çok geniş kullanım alanı olan kenevir, son yıllarda ülkemizde giderek azalmış ve günümüzde sadece Samsun İli Vezirköprü ilçesinde Narlısaray beldesinde üretilir hale gelmiştir. Kenevir diğer kullanım alanların yanısıra, saplarının yakacak olarak değerlendirilebilmesi açısından son derece önemlidir. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalarda 4.400 cal/g ısıl değere sahip olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle iyi bir biyokütle kaynağıdır.
Anahtar Kelimeler: Kenevir, biyokütle
A DIFFERENT WIEV TO HEMP
ABSTRACT
Energy is essential and irreplaceable for today’s human being. Energy need has also placed between other needs such as nutrition, clothing and harboring. Vehicles used in transport, equipment used in communication, machines used in heating never work without energy. For this reason, importance of energy has increased day by day.
According to data in 2013, Turkey were 73,5 % foreign-dependent in terms of primary energy resources in general energy using. 93% of petrol and 98,7 % of natural gas were imported according to data of 2014. Turkey is one of the most affected countries in respect to price movements in energy markets because of being foreign-dependency in energy. Therefore, tendency to alternative energy resources is an inevitable truth. One of these alternative energy resources is biomass energy. The only part of 4% in energy need in 2014 was met from renewable energy resources.
Hemp belonging to originally Central Asia is generally grown in mild climates. In Turkey, its agriculture was performed in Kastamonu, Samsun, Amasya, Kayseri, Sivas, İzmir and Kütahya provinces. Hemp having broad using areas has decreased in recent years and produced only in Samsun province Vezirköprü district Narlısaray town at the present time. As well as its other using area of hemp, it is important for evaluation of its stalks as fuel. It was determined that heating value of hemp was 4.400 cal/g as a result of studies performed by Black Sea Agricultural Research Institute.
Keywords: Hemp, biomass
GİRİŞ
Kenevir, ısırgangillere yakın, cannabinaceae familyasından, odunsu ve tek yıllık bir bitkidir. Anavatanı Asya olan bu bitki çeşitli yollar izleyerek tüm dünyaya yayılmıştır. Günümüzde iki alttürü bulunmaktadır. Bunlar; Cannabis sativa ve Cannabis indica dır. Lif üretimi için kullanılan ve endüstriyel öneme sahip olan Cannabis sativa dır. Diğer türünün narkotik özellikleri nedeniyle tüm dünyada üretimi yasaklanmış bulunmaktadır (Harmancıoğlu ve Yazıcıoğlu, 1979). Tekstil endüstrisi dışında, başka alanlarda da kenevirden yararlanılmaktadır. Tohumları yağ üretiminde ve hayvan yemi yapımında, lifleri ayrıca kağıt yapımında kullanılmaktadır (İmer, 1999. Amaducci ve Ark. 2005)). Tarladan elde edilen kenevir liflerinden, tekstil sanayiinde, çekirdeklerinden de kozmetik sektöründe yararlanılmaktadır. Odunsu sapı ise, kâğıt ve kumaş üretiminde kullanılmaktadır. Kısaca kenevir, derisinden, etinden, sütünden yararlanılan bir çeşit büyükbaş hayvan olarak nitelendirilebilir. Ana maddesi kenevir olan keten giysiler, hafiflikleri ve terletmemesi nedeniyle, tüm dünyadaki modacıların kreasyonlarında yer almaktadır. Hatta, İsviçre'de "Her şey kenevirden" adlı mağazada, kitaptan şampuana ve biraya kadar birçok ürün kenevirden üretilmektedir. Son olarak bir otomobil markası kaplamasında kenevir kullanmıştır. "Kâğıt, kumaş ve gıda ürünlerinin yapımına, endüstriyel ve özel enerji üretimine katkısı olan ve aynı zamanda havayı temizlerken toprağı besleyen bir tek doğal kaynak olarak kenevir bilinmektedir (Anonymous-a, 2016). Kenevir, insanlık tarihinde yetiştirilmiş ilk kültür bitkilerinden birisidir. Arkeolojik araştırmalar sonucunda M.Ö.8000 yıllarına tarihlenen kenevirden üretilmiş kumaş kalıntılarına rastlanmıştır. M.Ö. 1500’lü yıllarda Anadolu’da kenevir üretimi yapıldığı bilinmektedir. Kenevir lifleri tarih boyunca tekstil üretiminde çok önemli yer tutmuş, ülke ekonomilerini şekillendirmiştir. Öyle ki 19. y.y. sonlarına kadar dünya üzerindeki tüm tekstil ürünlerinin %80’inin hammaddesini kenevir lifi oluşturmuştur. 20. y.y. başlarında gelişen teknoloji ile birlikte pamuk lifinin kullanılmaya başlanmasıyla daha ince iplikler üretilebilmiş, daha hafif elbiselerin eldesi mümkün olmuştur. 1930’lu yıllarda çıkarılan esrar karşıtı yasalarla kenevir tarımı büyük sekteye uğramış, buna ek olarak savaş sanayisine paralel olarak geliştirilen sentetik liflerle beraber kenevir tekstiller eski önemini yitirmeye başlamıştır (Kostic ve Ark. 2008). Günümüzde kenevir liflerinden üretilen tekstil ürünlerine olan talebin hızla yükseldiği görülmektedir. Çevresel kaygıların üst düzeyde olması bu ilginin temel sebebidir. Dünyada en çok kullanılan doğal lif olan pamukla ve petrol türevi sentetik liflerle karşılaştırıldığında kenevir lifleri, üstün ekolojik özellikleriyle ve organik tekstil üretimi potansiyeliyle dikkat çekmektedir (Gedik ve Ark. 2010. Wang ve Ark. 2003). Ülkemizde kenevir üretimi her geçen gün azalmaktadır. 1988 yılında 1200 ton olan kenevir tohumu üretimimiz, 2015 yılında 1 tona düşmüştür (Anonymous-b, 2016). Yine TÜİK verilerine göre ekim alanı sadece 10 dekara düşmüştür. Bu ekiliş alanı da Samsun İli, Vezirköprü İlçesi Narlısaray Beldesinde bulunmaktadır. Bu beldede üretilen kenevirler özellikle lif amaçlı olarak üretilmektedir. Elde ettikleri tohumları genellikle sonraki yıl tohum olarak kullanmakta, kenevir saplarını da yakacak olarak değerlendirmektedirler.
Kenevir sapı son derece iyi bir biyokütle kaynağıdır. Enerji bakımından net ithalatçı olan ülkemiz için bu durum büyük önem taşımaktadır. Çizelge 1’de ülkemizin genel enerji dengesi ile ilgili rakamlar verilmiştir
Çizelge 1’de de görüleceği üzere, 1990’dan 2013’e birincil enerji talebi % 127,39, ithalat % 211,62 artarken, yerli üretimdeki artış % 24,78 ile sınırlı kalmıştır. “Tükettiği enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer almaktadır. 2013 yılı net ithalat rakamları dikkate alındığında; Doğal gaz ithalatında dünya beşincisi, petrol ithalatında dünya on üçüncüsü, kömür ithalatında dünya sekizincisi, petrol koku ithalatında ise dünya dördüncüsü konumunda bulunmaktadır. Türkiye’nin Dünya “net enerji ithalatı” ligindeki sıralamasında onbirinci sırada bulunmaktadır. Ülkemiz, birincil enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 64’ünü toplam 10 ülkeden, yüzde 43’ünü sadece 3 ülkeden ve yüzde 27’sini ise tek bir ülkeden tedarik etmektedir (Türkyılmaz, 2015). Bu tablo enerji arz güvenliği bakımından oldukça riskli bir durumu ortaya koymaktadır. Üstelik enerjide dışa bağımlılık oranı her yıl biraz daha artmaktadır. Yerli kaynak üretiminde ciddi bir atılım yapılamadığı takdirde, söz konusu bağımlılığın önümüzdeki dönemlerde hızla yüzde 80’lerin üzerine çıkması son derece muhtemel görünmektedir. Enerji arz güvenliği bakımından, alternatif olarak değerlendirilebilecek yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları büyük önem taşımaktadır. Bu alternatifler içerisinde biyokütle önemli bir yer tutmaktadır. Biyokütle içerisinde de tarımsal üretim sonrasında geriye kalan atık ve artıklar önemli yer tutmaktadır. Ülkemizde yaklaşık olarak 60 milyon ton civarında yıllık tarımsal atık-artık çıkmaktadır. Ancak bu miktarın önemli bir kısmı hayvan beslemesi, gübre, yakacak gibi değişik şekillerde değerlendirilmektedir. Yaklaşık yıllık 60 milyon ton olan tarımsal atık ve artığın, 15 milyon tonluk kısmının ise herhangi bir şekilde değerlendirilemediği, üreticiler için de sorun teşkil ettiği tahmin edilmektedir (Acar, 2016). Bunların arasında, pamuk sapları, fındık zurufları, çeltik sapları, çay fabrikası atığı olan çay çöpü sayılabilir. Bu atık ve artıklar halihazırda verimli bir şekilde değerlendirilemediği gibi, üreticiler için de sıkıntı olmaktadır. Örneğin fındık zurufları; fındık toplama işlemi sonrası toplanan ürün kurutularak patozdan geçirilmekte, kabuk ve zuruf ayrılmakta, kalan zuruflar harman kenarlarında öbekler halinde kurumaya bırakılmaktadır. Kuruduktan sonra kalan zuruflar ise genellikle yakarak imha edilmeye çalışılmaktadır. Bu durum ise başta yangın riski ve çevre kirliliği olmak üzere bir çok sorunu beraberinde getirmektedir. Benzer durum, tarla tarımında hasat sonrasında tarlada kalan ve anız yakma yolu ile bertaraf edilmeye çalışılan atık ve artıklar için de geçerlidir. Üstelik anız yakmak yasalarımıza göre ciddi bir suçtur. Meyvecilik ve bağcılık alanında da benzer durumlar söz konusudur. Bu üretim alanlarında her yıl düzenli olarak budama yapılması bir zorunluluktur. Bağ, kivi, şeftali, elma vb üretim alanlarında her yıl milyonlarca ton budama atığı ortaya çıkmakta ve bu atıklar genellikle bahçenin bir kenarında toplanarak yakılmak suretiyle imha edilmektedir.
Biyoyakıtlar bu sayılan sorunlara çözüm yolu önermektedir. Özellikle sorun olarak görülen atık ve artıkların biyokütle kaynağı olarak kullanılması durumunda, hem bu atıklar güvenli olarak bertaraf edilmiş olacak, hem de bu atıklar enerjiye dönüştürülerek ekonomik bir değer kazanacaktır. Bu atıkların yakacak olarak kullanılmasının çevreye sağlayacağı yarar da göz ardı edilmemelidir.
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde bulunan Enerji Tarımı Araştırma Merkezi (ETAM) biyokütle konusunda yoğun çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar kapsamında ülkemizde tarımı yapılan 90 adet tarımsal ürünün ısıl değer belirleme çalışmaları tamamlanmıştır. Elde edilen sonuçlar son derece ümit vericidir. ETAM tarafından yapılan analiz sonuçları ile bazı yakıt türlerinin karşılaştırılması çizelge-2’de verilmiştir. Çizelgenin incelenmesinden de görüleceği üzere, tarımsal atık ve artıkların ısıl değerleri, yerli linyitlerimizden daha yüksektir. Şekil 1’de ülkemiz linyitlerinin kalorifik dağılımları görülmektedir. Ülkemizde çıkarılan linyitlerin % 94’ü 3000 kalori ve altında ısıl değere sahiptir. Kenevir saplarının kalorifik değerlerinin 4.400 olması yerli linyitlerden daha kaliteli bir biyoyakıt olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde kenevir saplarının kül içeriğinin %1-2 arasında olması da kaliteli bir biyoyakıt olduğunun göstergesidir (Anonymous-d, 2016)
Çizelge 2’de kenevir sapının ısıl değeri dikkat çekmektedir. Her ne kadar şu an ülkemizde sadece istatistiklerde sadece 10 dekarlık bir ekim alanı görünse bile 1987 yılında sadece kenevir sapı miktarının 2 milyon ton olduğu bilinmektedir (Atchison, 1993 ve Bostancı, 1987). Kenevir üretimi sonrasında tohumları ve lifleri alındıktan sonra geriye kalan sap miktarı, çeşit ve ekolojik şartlara göre değişmekle birlikte yaklaşık 1.200 -1.600 kg/da arasında değişmektedir. Günümüzde kenevir üretimi sonrası tohumlar bir sonraki yıl ekilmek üzere kullanılmakta, çerezlik olarak değerlendirilmekte, sapları ip, halat vb amaçlı olarak değerlendirilmekte, sapları da belirli büyüklükte deste yapılarak yakacak amaçlı olarak satılmaktadır. Üretimi ile ilgili hususlar 21.10.1990 tarih ve 20672 sayılı resmi gazetede yayınlanan yönetmelik hükümlerine göre yapılmaktadır. Bu yönetmeliğe göre ülkemizde 20* il için, kontrol altında yapılmak kaydı ile kenevir üretimine izin verilmiştir. Üretimine izin verilen illerde kenevir ekim alanlarının artması, tohum ve lif üretiminin yanısıra, sap miktarının da artması anlamına gelecek ve son derece kaliteli bir biyokütle kaynağı kazanılmış olacaktır.
KAYNAKLAR
Acar, M., 2015. Tarım ve Biyoyakıtlar. Türktarım Dergisi. Temmuz-Ağustos 2015 Sayısı. Sayı:224, Sayfa:50-53. ISSN:1303-2364. Ankara
Anonymous-a, 2016. http://www.focusdergisi.com.tr/doga/00052/
Erişim 10.05.2016
Anonymous-b, 2016. http://www.tuik.gov.tr
Erişim 29.06.2016
Anonymous-c, 2016. http://www.enerji.gov.tr/File/?path=ROOT%2F1%2FDocuments%2FSekt%C3%B6r+Raporu%2FSektor_Raporu_TKI_2009.pdf
Erişim 12.07.2016
Anonymous-d, 2016. http://jes.ksu.edu.tr/public/journals/1075/backIssues/sayi/eski/sayi/
52/52.37-48.pdf
Erişim 12.07.2016
Amaducci, S. Pelatti, F. Bonatti,P.M. - Fibre Development in Hemp (Cannabis sativa L.) as Affected by Agrotechnique: Preliminary Results of a Microscopic Study - Journal of Industrial Hemp, Vol. 10(1) 2005
Atchison, J.E., 1993. World Wide Capacities For Non-Wood Plant Fiber PulpingIncreasing Faster Than Wood Pulping Capacities. Nonwood Plant Fiber, Progress Report No. 19. TAPPI, 1, 1991
Bostancı, Ş. 1987. Kağıt Hamuru Üretim Teknolojisi, KTÜ, Ders Notları, Trabzon
Gedik, G., Avinç, O. O., Yavaş, A., “Kenevir Lifinin Özellikleri ve Tekstil Endüstrisinde Kullanımıyla Sağladığı Avantajlar” Tekstil Teknolojileri Elektronik Dergisi 2010, 4(3) 39-48
Harmancıoğlu, M. Yazıcıoğlu, G.- Bitkisel Lifler- İzmir 1979
İmer, Z. Sayısız Özellikleriyle Göze Çarpan Bir Doğal Elyaf Kendirin Dünyada ve Türkiye’de Geçmişi ve Bugünü – Tekstil ve Konfeksiyon 6/1999
Kostic, M. Pejic, B. Skundric, P. Quality Of Chemically Modified Hemp Fibers - Bioresource Technology 99 (2008) 94–99
Türkyılmaz, O., 2015. Enerji Politikaları Artan Bağımlılık Çıkmazında. Bülten, TMMOB, Makina Mühendisleri Odası. Şubat 2015, 200. Sayı Eki (Ocak 2015 İtibarıyla Türkiye’nin Enerji Görünümü Raporu).
Wang, H.M. Postle, R. Kessler R.W. Kessler, W. Removing Pectin and Lignin During Chemical Processing of Hemp for Textile Applications – Textile Research Journal 2003
Makale Kaynak:
* İzinli iller:
İZİNLİ İLLER DIŞINDA DA, HER İLİMİZDE, YÖNETMELİĞE UYGUN OLARAK KENEVİR YETİŞTİRİCİLİĞİ YAPILABİLİR.
KENEVİR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE KONTROLÜ HAKKINDA YÖNETMELİK çerçevesinde belirlenen hükümlere uymak şartı ile bilimsel araştırma amacıyla ana veya tali bitki olarak kenevir yetiştiriciliğine (Madde 5) birinci fıkrada belirlenen bölgeler dışında da Bakanlıkça izin verilebilir.
DEVAMI ⬇️