Kenevirde Yeni Sanayi Hamlesi Şart: İzmir Stratejik Üs Olabilir!
OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Türkiye’nin kenevirde büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak sanayi entegrasyonunda eksikler bulunduğunu vurguladı. Aytaç’a göre, iklimi, limanı ve üretim kültürüyle İzmir, kenevir sanayisi için stratejik bir üs haline gelebilir.
Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan kenevir bitkisi, dünya genelinde yeniden değer kazanıyor. Sağlık, tekstil, otomotiv, inşaat, kâğıt ve gıda gibi pek çok sektörde kullanılabilen bu kadim bitki, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda stratejik bir ürün haline geliyor. Türkiye’de ise son yıllarda hem akademik çalışmalar hem de sanayi yatırımları hız kazandı. Türkiye’de şu anda 21 ilde yasal olarak kenevir üretimi yapılabiliyor. 2024 yılında toplam 13 bin 750 dekar alanda üretim yapıldı. Bu üretimin yüzde 95’i Samsun, Amasya ve Kastamonu’da gerçekleştirildi. Kenevir üretim potansiyeli açısından dikkat çeken illerden biri de İzmir. İzmir’in konumu, liman altyapısı ve sanayi kültürüyle kenevir sanayisi için stratejik bir üs olma potansiyelini barındırıyor. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Türkiye’de kenevirin üretimden sanayiye entegrasyonuna kadar pek çok başlıkta önemli eksikler olduğunu belirtti. Kenevir üretim potansiyeli açısından dikkat çeken illerden birinin de İzmir olduğuna işaret eden Prof. Dr. Aytaç, İzmir’in öne çıkabilmesi için öncelikle sanayi altyapısının kurulması gerektiğini vurguladı.
Kadim bitki yeniden sahneye çıkıyor
Dünyanın en eski tarım bitkilerinden biri olan kenevir, sağlıktan inşaata, tekstilden otomotive, gıdadan kâğıt sektörüne kadar geniş bir yelpazede kullanım alanına sahip. Türkiye’de uzun yıllar ihmal edilen bu doğal kaynak, son yıllarda yeniden gündeme geldi. Özellikle sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm politikaları çerçevesinde yeniden değer kazanan kenevir, hem akademik çevrelerin hem de sanayicilerin ilgi odağı hâline geldi.
OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç
“Tarımda engel yok, sanayi gecikiyor”
Türkiye’de şu anda 21 ilde yasal olarak kenevir üretimi yapılabiliyor. 2024 yılında toplam 13 bin 750 dekar alanda üretim yapıldı. Bu üretimin yüzde 95’i Samsun, Amasya ve Kastamonu’da gerçekleştirildi. 2024 itibarıyla Konya da üretici iller arasına katıldı. Ancak Prof. Dr. Aytaç, asıl sorunun üretim değil, sanayi altyapısının yetersizliği olduğuna dikkat çekerek, “Tarım açısından ciddi bir engel görünmüyor. Hasat sorunları da teknolojik çözümlerle aşılabilir. Asıl darboğaz, keneviri işleyecek sanayi altyapısının eksikliği. Şu anda Samsun’da tekstil üzerine bir tesis kuruldu, Amasya’da küçük ölçekli bir tesis var. Ancak kenevir sadece tekstil değil; inşaat, selüloz, kompozit malzeme ve hatta ilaç sanayisinde değerlendirilebilir” dedi.
"Tesis neredeyse üretim orada olmalı"
Prof. Dr. Aytaç, üretim ve işleme tesislerinin aynı bölgede konumlanmasının önemine vurgu yaparak, “Şu anda üretici illerde sanayi tesisleri yoksa, üretilen kenevir başka illere taşınmak zorunda kalıyor. Bu da hem maliyet hem de verimlilik açısından sorun yaratıyor. Örneğin Konya üretime başladı ama tesisi yok. Muhtemelen Samsun’a taşıyacaklar. Bu sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı.
İzmir neden kenevirde geri planda?
Kenevir üretim potansiyeli açısından dikkat çeken illerden biri de İzmir. Ancak Prof. Dr. Aytaç’a göre İzmir’in öne çıkabilmesi için öncelikle sanayi altyapısının kurulması gerekiyor. Prof. Dr. Selim Aytaç, “İzmir’de kenevir üretimi yapılabilir. İklim ve toprak yapısı elverişli. Su kaynakları bakımından bazı dezavantajları var; Samsun gibi bir iki sulama ile yetinmek mümkün değil. Ancak pamuk veya şeker pancarı gibi suyu çok tüketen ürünlerle kıyaslandığında kenevir yine avantajlı. İzmir, potansiyeli olan bir kent ama burada önce tesis yatırımı yapılmalı. Üretimi tesis takip etmemeli, tesis üretimi yönlendirmeli” diye konuştu. Aytaç, İzmir’in konumu, liman altyapısı ve sanayi kültürüyle kenevir sanayisi için stratejik bir üs haline gelebileceğini, “Tarımla sanayiyi entegre edebilecek yerlerden biri İzmir. Ancak önce bir irade ve planlama gerekiyor” sözleriyle savundu.
“Kenevir OSB’leri kurulmalı”
Aytaç, kenevirin sadece bir ürün değil, çok yönlü bir sanayi zinciri olduğunu vurgulayarak Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) önerisinde bulunup şöyle konuştu: “Kenevir üzerine ihtisas OSB’leri kurulmalı. Tohumdan sap ve lifi işleyecek, gıdadan tekstile, kağıttan yapı malzemelerine kadar birçok alana hizmet edecek tesislerin 30-40 kilometrelik bir çemberde toplanması verimliliği artırır. Böylece bölgesel kalkınma da sağlanır.”
Sanayiciye ve devlete çağrı: “Pozisyon alınmalı”
Sanayicilerin ve kamu otoritelerinin kenevir konusunda daha net bir vizyon geliştirmesi gerektiğini belirten Aytaç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması gibi küresel çerçeveler bize net bir rota çiziyor. Sürdürülebilir, çevre dostu ürünlerle sanayimizi dönüştürmeliyiz. Kenevir bu açıdan çok avantajlı. Sanayiciler artık kendilerine yeni bir pozisyon seçmeli. Tekstil sektörü bu işe yatırım yaptı, şimdi sırada inşaat, selüloz, gıda ve ilaç sektörleri var.”
“2030’a kadar milyar dolarlık ihracat mümkün”
Kenevirin katma değerli ürünlere dönüştürülmesi durumunda Türkiye’nin milyar dolarlık ihracat geliri elde edebileceğini söyleyen Aytaç, “Bu bir hayal değil. Doğru planlama, doğru yatırım ve entegre bir sanayi yapısı ile 2030’a kadar bu hedefe ulaşabiliriz. Kenevir, Türkiye’nin yeşil kalkınma hamlesinde kilit ürünlerden biri olabilir” dedi.
KENAN YEŞİL / YENİGÜN / ÖZEL HABER
19 Mayıs 2025
Kaynak: YENİGÜN